Fobileriniz yaşam kalitenizi etkiliyor!
İnsanların yaşantılarını olumsuz etkileyen bir çok unsur var. Bunlardan birisi de fobilerdir. Ortalama 10 yaş civarında ortaya çıkan fobiler, kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazla görülüyor ve tedavi edilmediğinde kişinin yaşamını ciddi şekilde olumsuz etkiliyor.
Kişinin korku duyduğu durum veya nesneden kaçınması, görmezden gelmesi; kişisel sağlık problemleri, arkadaşlar ve aile gibi sosyal çevre ile sorunlar yaşaması, hatta okul başarısızlığı ve iş kayıplarına kadar gidebiliyor. Oldukça önemli bu durumu dilerseniz tanımaya başlayalım.
Bir durum, eylem veya nesneden kişinin kaçınmak isteyecek derecede duyduğu korku olarak nitelendirilen fobi, 3 ana kısıma ayrılıyor. Toplum önünde konuşmak, yeni kişilerle tanışmak, buluşmak veya diğer sosyal ortamlardan korkmak “sosyal fobi”, dışarıda olmaktan korkmak “agorafobi”, belli nesne veya durumlara karşı duyulan fobi ise spesifik korkular olarak tanımlanıyor. Bu fobilerin oldukça fazla alt bölümleri de bulunmaktadır.
Bilinen özgün bir neden olmamakla birlikte, fobilerin ailesel özellik gösterdiği, kültürden ve yetiştirilme tarzından etkilendiği ve bir dizi farklı yaşam olayı ile tetiklenebildiği üzerinde durulmaktadır. Fobileri bulunan kişilerin birinci derece yakınlarında da fobi görülme olasılığı, aile öyküsü olmayanlara göre 3 kat daha fazla. Ebeveynleri çocuk yetiştirme konusunda çok koruyucu veya aşırı mesafeli olan kişiler, fobi gelişmesi açısından daha büyük risk altında. Fobi mağdurlarının stres yaratıcı durumlarla baş etmek için sıklıkla durumdan kaçınma davranışları sergiledikleri ve korkutucu durumun yoğunluğunu asgariye indirmekte güçlük çektikleri gözlemlenmekte.
Fobilerin gelişmesindeki olası bir diğer etken de bir olumsuz deneyimin, genelleştirilerek tüm yaşama yansıtılmasıdır.
Fobi, şizofreni dahil bir dizi farklı ruhsal rahatsızlıklarla birlikte görülebiliyor. Özellikle de kaygı bozuklukları ile birlikte seyredebiliyor. Panik bozukluğuna ilave olarak; yaygınlaşmış anksiyete bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu da sıklıkla fobilerle birlikte seyreden ruhsal bozukluklar arasında yer alıyor.
Tehlikeli durumlar karşısında hissedilen normal ve hatta yararlı bir duygu olarak tanımlanan korku; yakın ve açık bir tehdit olmadığı halde duyuluyorsa, tüm yaşamın akışını olumsuz yönde değiştiriyor. Kişinin yaşantısı çekilmez hal alıyor.
Kaçınmak, korkulan durumla karşılaşmamak için bilerek, bilmeyerek davranışların değiştirilmesi, kişinin giderek daha kısıtlı bir sosyal yaşam ve çevreye mahkum hale gelmesi; günbegün yaşam kalitesini bozulmasına, yakın ilişkilerde de krizlere ve giderek yalnızlığa sebep oluyor. Gerektiği zamanda gerektiği yerde olamamak, gerekenleri yapamamak yaşamda elde edilebilecek maddi ve manevi hedeflere ulaşılmasını da engelliyor.
Fobi; yoğun ve engelleyici korku, kaygı ve paniğe neden oluyor, hissedilen korku aşırı ve mantıksız; fobi nedeniyle belli durumlar ve yerlerden uzak durmaya çalışılıyor, kaçınılan davranışlar günlük yaşamı olumsuz etkiliyor ve bu durum en az 6 aydır devam ediyorsa yardım almak için başvurma vakti gelmiş demektir.
Unutulmamalıdır ki; geç kalmadan fobilerin üzerine eğilerek, önemli sosyal kayıplara uğramadan, yaşam kalitesini artırmak ve yeniden üretken, mutlu bir yaşama dönmek mümkün.
Normal korku ve fobi arasındaki farklar neler?
Normal korku Fobi
Uçak hava boşluğuna düştüğünde veya fırtına sırasındaki uçuşta gergin hissetmek. Uçağa binmek gerektiği için en yakın arkadaşınızın düğününe gitmemek
Bir gökdelenden aşağı bakarken veya ince bir seyyar merdivene tırmanırken heyecanlanmak. İşyeri yüksek bir binada olduğu için cazip bir işi kabul etmemek
Tehlikeli bir köpek gördüğünüzde huzursuzlanmak. Karşınıza bir köpek çıkabilir diye yol değiştirmek
İğne olurken veya kan verirken hafif kötü hissetmek İğne korkusu nedeniyle tedavi veya muayeneden kaçmak
Korkularınızdan kurtulmanın yolu, korkmadan gereken tedaviyi almaktan geçer.
Rehber Öğretmen.biz