GRUPLA ÖĞRETİM TEKNİKLERİ
1. BEYİN FIRTINASI
Beyin fırtınası bir konuya çözüm getirmek, karar vermek ve hayal yoluyla düşünce ve fikir üretmek için kullanılan yaratıcı bir tekniktir. Buna buluş fırtınası
da denilmektedir.
Bu tekniğin temel ilkeleri şunlardır: bir problemi çözmekle görevlendirilen bir grubun üyeleri mümkün olduğu kadar çok fikir ileri sürerler. Dile getirilen
her çözüm teklifi diğer grup üyelerini daha yeni ve iyi buluşları ortaya çıkarmaya yöneltir. Ancak ortaya atılan fikirlerin ayrıntılı bir şekilde açıklanması
savunulması istenmez. Sadece fikirlerin mümkün olduğu kadar hızlı ifade edilmesi, yazıya geçirilmesi ve sonra değerlendirilmesi istenir.
Özellikleri
1. Toplantının amacı ya da sorunun ne olduğu belirtilmeli.
2. Zaman sınırı belirlenmeli, bu süre içinde herkesin katkı getirmesi istenmeli ancak eleştiriler için zaman ayrılması istenmelidir.
3. Tartışma süresi bitince söylenen analiz edilmesi, değerlendirilmesi ve yeniden örgütlenmesi yapılmalıdır.
4. Toplantı sonunda tartışmalara devam edilip edilmeyeceğine karar verilmelidir.
Beyin fırtınası ile problem çözmede istenilen düşünce yöntemleri farklılık göstermektedir. Bu teknikte en çok yararlanılan çözüm yolları şunlardır:
1. Benzerinden yararlanma : Bir problemi çözmek için yollar aranırken doğadaki örneklerden yararlanmak mümkündür. Örneğin, pamuk liflerini tohumdan
ayıran çırçır makinesinin bulucusu bu makineyi, bir kedinin pençesini çitten geçirip bir civcivi nasıl kavradığını görerek geliştirmiştir. Buna paralel
olarak uçak kanat modellerinin kuş kanatlarından esinlenerek üretilmesi de bir örnek olabilir.
2. Fikir bağlantıları kurma : NASA yetkilileri astronot elbiselerinde fermuar yerine geçecek bir düzenek arıyorlardı. Fikir bulma timi toplantıda sözlükten
rast gele yağmur ormanı kelimesini seçti. Bu toplantıya katılan üyelerden biri tropik yağmur ormanından geçerken elbisesinin dikenlere takıldığını hisseder
gibi olduğunu söyledi. Bunun üzerine astronotlara iç içe giren ve dikene benzeyen ipliklerden yapılmış bir elbise dikilmesi fikri geliştirilmiş oldu.
3. Zarardan yarar çıkarma : ABD’de bir bira fabrikası dinlenmiş birayı ücret karşılığı elden çıkarmak gibi bir problemle karşı karşıya kalmış, fabrika
yöneticilerinden biri Tom Sawyer’in arkadaşlarını nasıl kandırdığını hatırladı ve bu örnekten esinlenerek dinlenmiş birayı kesimlik hayvanlara besi maddesi
olarak Japonya’ya gönderilmesi fikrini ortaya attı. Böylece zarardan yarar çıkarma yoluna gidilmiş oldu. Tom Sawyer, arkadaşlarına bahçelerinin çitini
boyama şerefini vermiş ve ayrıca bu şeref karşılığında onlardan bir de ücret almıştır.
2. GÖSTERİ
Gösteri, izleyici grubunun önünde bir işin nasıl yapılacağını göstermek ya da genel ilkeleri açıklamak için başvurulan bir tekniktir.
Gösteri, sınıf içinde genellikle öğretmen ya da varsa kaynak kişilerce yapılabilir. Gerektiğinde öğrencilerden de yararlanılır. Gösteri tekniğini sınıf
içinde etkili bir şekilde uygulayabilmek için dikkatli bir hazırlık gerekir. Bu hazırlık yapılırken aşağıdaki noktalara dikkat edilmesi gerekir:
1. Bu dersle ilgili gösterinin hedefleri nelerdir? Öğrencilere öğretilmek istenilen bir beceri mi yoksa sadece ek bir bilgi midir?
2. Gösteri için yeterli araç-gereç var mıdır? Gösteri, gerçek araçlar kullanılarak yapılabildiği gibi, modeller kullanılarak da yapılabilir. Bunlardan
başka resim, slayt, film şeridi, hareketli filmler, basit çizimler ya da semboller kullanılarak da yapılabilir. Yapılan hazırlıkta bu araçlardan hangilerine
ihtiyaç duyulduğu kararlaştırılmalıdır.
3. Gösteri için yeterli zaman ayrılmış mıdır? Bu arada öğrencilerin düşünceleri, sordukları sorular da göz önünde tutulmalıdır.
Öğrencileri hazırlamada en önemli nokta, onlara bu gösterinin hedeflerinin ne olduğunu iyice anlatmaktır. Öğrencilerin ilgisini çekebilmek için bu hedefler
açık seçik ortaya konulmalıdır. Ayrıca bunun önemini ve niçin öğrendiklerini de anlamalıdırlar. Öğrencileri hazırlamada şu sorulara cevap aranmalıdır:
a. Hangi hedeflere ulaşılacaktır? Bu hedeflere ulaşılmasında öğrenciler ne gibi bir rol oynayacaktır. Bu gösteriye öğrencinin ilgisini çekecek noktalar
nasıl sağlanacaktır.
b. Gösteri sırasında öğrenciler olaya nasıl iştirak edeceklerdir. Gösteri ilerledikçe öğrencilere hangi sorular sorulacaktır.
c. Gösteri sırasında öğrenciler not alacaklar mı, yoksa bazı önemli noktalar onlara teksir halinde mi verilecektir?
Yapılan hazırlıklar tüm araç ve gereçler ve öğrenciler hazırsa, artık gösteriye başlanabilir. Tüm gösterilerde ana amaç, öğrenmeyi sağlamak olmalıdır.
Gösteri sırasında dikkat edilecek noktalar:
1. Tüm öğrenciler iyi duyuyor ve görüyor mu?
Gösteri ilerledikçe tahtaya bir taslak çıkartılıyor mu? Bu taslaktan amaç öğrenciye düşünmesine yol göstermek ve gösteriyi daha iyi anlamasını sağlamaktır.
2. Bilinmeyen yeni terimlere dikkat ediliyor mu? Gösteriye devam etmeden önce öğrenciler bunları anlıyor mu?
3. Kimi sorularla öğrencilerde merak uyandırılıyor mu? Öğrencilerin de öğretmenle birlikte tahmin yürütmesine izin veriliyor mu?
4. Öğrenciler soru sormaları için cesaretlendiriliyor mu? Gerektiğinde gösteri için öğrencilerden yardım isteniyor mu?
Gösteri tamamlandığında öğretmen kendine şu soruları sormalıdır.
a. Öğrenciler ne öğrendi?
b. Öğrendiklerinin uygulaması yapılabildi mi?
Tüm gösterilerin öğretmen tarafından yapılması zorunluluğu yoktur. Gerektiğinde öğrenciler, bunu kendi aralarında da yapabilirler. Bu sayede kendi yeteneklerini
geliştirme ve başkalarıyla iletişim kurma olanağını bulabilirler.
3. SORU-CEVAP
Sınıf içi uygulamalarda en yaygın bir şekilde kullanılan tekniktir. Bu teknik, öğrencilere düşünme ve konuşma alışkanlıklarını kazandırma bakımından oldukça
önemlidir ve her dersin öğretiminde kullanılır.
Soru sorarken dikkat edilecek noktalar:
a. Bütün sınıfı ilgilendiren sorular, tüm sınıfa sorulmalı ve aynı anda herkes cevabı bulmak için düşündürülmeli, daha sonrada soruyu cevaplandıracak
kişi belirlenmelidir. Bu belirlemede cevap vermeye gönüllü öğrencilere öncelik verilmeli, kolay sorular gruba göre öğrenmesi yavaş olan öğrencilere sorulmalıdır.
Yanlış cevap veren öğrenciler azarlanmamalı ve sınıf içinde küçük düşürücü davranışlardan kaçınılmalıdır. Diğer bir nokta da soruların sınıftaki tüm öğrencilere
adaletli bir şekilde yöneltilmesini sağlamaktır.
b. Doğru cevaplar anında pekiştirilmelidir. Yanlış cevaplar doğrusu tekrar ettirilerek düzeltilmelidir. Doğru cevapların verilmesi için ipuçları kullanılmalı
ya da yan sorular sorulmalıdır.
c. Sınıfa değil de öğrencilere tek tek sorular yöneltiliyorsa, oturma sırası, numara sırası gibi belli bir sıraya göre değil de rast gele yolla sorulmasında
yarar vardır. Böylece tüm sınıfın dikkatli ve ilgili olması sağlanmış olur.
Soruları öğretmen soracağı gibi öğrencilerin öğretmene ya da öğrencilerin birbirine soru sormalarına olanak sağlanmalıdır.
Soruların öğrenciler tarafından cevaplandırılmasında dikkat edilmesi gereken noktalar
· Soruyu sorduktan sonra, düşünmek için zaman bırakınız.
· Öğrencilerin, soruya kendi sözcüklerini kullanarak cevap vermelerini sağlayınız.
· Konuşma güçlüğü olan öğrencileri sabırla dinleyiniz ve diğer öğrencilerin de sabırla dinlemesini sağlayınız.
· Yanlış cevap veren ya da cevap vermede güçlük çeken öğrenci ile alay etmekten, onu azarlamaktan ya da küçük düşürücü bir davranışta bulunmaktan
kaçınınız.
· Cevap vermek isteyen öğrencilere adlarını söyleyerek söz veriniz. Böyle bir yaklaşımla soru –cevap tekniği sınıf içinde başarıyla uygulanabilir.
4. DRAMA VE ROL YAPMA
ROL YAPMA :
Rol yapma, öğrencinin kendi duygu ve düşüncelerini başka bir kişiliğe girerek ifade etmesini sağlayan bir öğretme tekniğidir. Öğrencinin iyi rol yapabilmesi
için yaratıcı düşünce önemlidir.
Rol yapma, sosyo-drama olarak da adlandırılır. Diğer bir tanımla sosyo-drama, öğrencilere, insan ilişkileri konusunda daha çok bilgi, beceri, ve anlayış
kazandırmayı ön gören ve oyun(drama) tekniklerinden yararlanma temeline dayalı deneysel bir eğitim tekniğidir.
Bu tekniğin uygulanmasında, öğrencilere rol dağıtırken dikkatli olunmalı, özellikle ilk uygulama için gönüllü ve başarılı öğrencilerin rol almasına özen
gösterilmelidir.
Roller ve oynayacak kişiler belirlendikten sonra sahne düzeni ya da durum öğrencilere açıklanır. Rol yaparken öğrencilerden öğrendikleri dialogtan ya da
bir konuşma metninde geçen aynı cümleleri kullanma yerine o durumda söylenmesi gereken ve öğrendikleri cümle kalıbına uygun düşen kendi cümlelerini kullanmaları
istenir.
Aşağıda belirtilen aşamalar rol yapma için önerilen sınıf içi etkinliklerini yönlendirici olabilir.
a. Ortam yaratmak: Burada temel nokta doğal olmaktır. Öğrenmeye hazır duruma getirecek şekilde grubu güdülemek gerekir.
b. Rol yapmak için sahneyi hazırlamak: eğer hangi sorun ya da olayın rolü oynanacağına karar verilmişse, roller paylaştırılır ve provaları yapılabilir.
Kimlerin rol alacağı kararlaştırılmamışsa, sorun bütün sınıfla birlikte ele alınır.
c. Roller için öğrencilerin seçilmesi; Rollerin seçimi, önceden ya da sınıfın sorunu tanımlamasından sonra kendiliğinden yapılabilir. Öğrenciler,
rollerinin genel özellikleri açısından aydınlatılır. Rol yapmanın bir uyarlama işi olduğu vurgulanır. Bu vurgulama, özellikle ilk defa rol alacaklara bir
katkı sağlayabilir. Rol dağıtımı öncelikle, konuyu iyi bilen ve kendilerini rolünü yapacakları kişiliğe iyice adapte edebilenler arasında yapılmalıdır.
d. Rollerin oynanması: Bu aşamada rol alan öğrenciler, rollerini oynar durumda, sınıfın geri kalan öğrencileri de seyirci olarak olayı izler.
e. Olayın tartışılması: Oyunun sunuluşu tüm sınıf tarafından ya da önce küçük gruplar halinde daha sonra da tüm sınıf tarafından tartışılabilir. Öğrencilerden,
oyunun ve oyuncuların güçlü ve zayıf noktalarını söylemeleri istenebilir.
Genel bilgileri olmadıkları konularda öğrencilerden, rol yapmamalarını istememek gerekir. Öğrenciye yapacağı rol hakkında önceden genel bir bilgi verilmesi
yerinde olur.
DRAMA
Drama tekniği ile öğrenciler, hangi durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini yaşayarak öğrenirler. Problem çözme ve iletişim kurma yeteneğini geliştirir.
Bu teknik, bilinen en eski öğretme tekniklerinden birisidir. Çok kullanışlı ve yararlı olduğu için okullarda yaygın olarak kullanılmaktadır.
Drama tekniğinin yararları şöyle sıralanabilir:
1. Etkili ve dikkatli dinleme yeteneğini geliştirir.
2. Kişinin kendine olan güvenini arttırır.
3. Anlama yeteneğini ve yaratıcılığı arttırır.
4. Akıcı konuşmayı geliştirir.
5. Dile hakimiyeti ve iyi ifade etme yeteneğini geliştirir.
6. Bilgilerin etkin kullanımını sağlayarak onları pekiştirir.
Drama tekniğinin iki türü vardır. Bunlar, biçimsel ve doğal drama teknikleridir. Doğal drama adından da anlaşılacağı gibi doğal olmayı vurgular. Bu şekil
drama oyunlarında oyuncular kendilerini dilediği gibi ifade etme özgürlüğüne sahiptir. Bu drama tekniğinin amacı, bireylere serbest konuşma alışkanlığını
kazandırmak, onların duygu ve düşüncelerini kendi sözcükleriyle diledikleri gibi açıklama yapmalarına olanak sağlamaktır.
Biçimsel drama tekniği ise, daha çok yetişkin öğrencilere dönüktür. Bu drama türünde oyunlar daha ciddi ve planlıdır. Oynanacak oyun ya da hikaye, oyuncular
tarafından paylaştırılmış, ezberlenmiş ve provası yapılmış durumdadır.
5. BENZETİM
Benzetim, sınıf içinde öğrencilerin bir olayı gerçekmiş gibi ele alıp üzerinde eğitici çalışma yapmalarına olanak sağlayan bir öğretim tekniğidir. Diğer
bir tanımla, öğrenmeyi desteklemek üzere gerçeğe uygun olarak geliştirilen bir model üzerinde yapılan bir öğretim tekniğidir.
Gerçek durumların önemli boyutları, ya bir modele özel olarak ya da diagram halinde resimler ve diğer sembolik yollarla belirlenmektedir. Uygulamada zaman
ve mekan genel olarak sınırlanmakta ve yaratılmak istenen gerçek durumun anlamlı yönleri seçilmektedir. Pilotların uçuş öncesi yapay koşullarda eğitim
görmeleri, astronotların eğitimi, tıpçıların kadavra üzerinde çalışmaları benzetim tekniğine birer örnektir.
Benzetim tekniği bir düşünce değil, bir hareket, bir olaydır. Öğrenciler bu olaya katılırlar ve ona şekil verirler. Rolleri, işlevleri, görev ve sorumlulukları
vardır. Problem çözme ve karar verme durumundadırlar. Bu açıdan analiz, sentez ve değerlendirme yapmak durumundadırlar.
Öğretmen, bu tekniği uygularken öğrencilere rolleri dağıtır, olayı tanıtır ve bir kontrolör olarak olayların dışında kalır. Problem çözme ve karar verme
sürecine katılmaz.
Benzetim tekniğinin kullanılmasında öğretmen her zaman öğrenciye anında dönüt verebilmelidir. Araştırmalara göre, benzetim tekniği, öğrencilerin derse katılımlarını
ve güdülenmelirini arttırmakta; öğrenmeyi soyutluktan kurtarmakta, somut ve yaparak-yaşayarak öğrenmeyi sağlamaktadır.
Benzetim tekniği uygulamasına hazırlanırken:
a. Sınıf içinde uygulanan benzetim olayında öğretmenin kendisi de rol almalıdır.
b. Öğretmen, uygulamaya geçmeden önce benzetim tekniğinin genel noktalarını kısaca anlatmalı ve öğrencilerin anlayamadığı noktaları açıklamalıdır.
c. Öğrencilere roller genelde yansız bir şekilde verilmelidir.
d. Benzetim tekniği ile ele alınan olay eğer birkaç aşamadan oluşuyorsa, olayı kontrol edecek kişi her aşamadan önce küçük bir açıklama yapmalıdır.
e. Uygulamaya başlamadan önce benzetimle ilgili tüm dökümanlar hazır olmalıdır.
Eğitimde benzetim tekniğinin kullanılması ile öğrencilerin bazı toplumsal kuramları ve etkinlikleri daha iyi kavradıkları ve öğrendikleri ortaya çıkmıştır.
Benzetim tekniği ile bireyler,
1. İleride alabilecekleri rollere daha iyi hazırlanmakta,
2. Bildikleri ilkeleri hayata geçirebilme yetilerini geliştirmekte,
3. Öğrenmeye, daha çok güdülenmekte,
4. Analiz ve sentez yapabilme yetilerini geliştirmekte,
5. Diğer bireylerle daha iyi iletişim kurabilmektedir.
6. İKİLİ VE GRUP ÇALIŞMALARI
Sınıftaki öğrenci sayısına göre en az 2 ve en çok 8 ile 10 kişinin bir araya gelerek aynı konu üzerinde ortak amaçlarla yaptıkları çalışmaya grup çalışması
denir.
Bu tekniğe, ikili çalışma ve soru-cevap tekniğini uygularken yer verilebilir.
Sınıf içi etkinliklerde ikili çalışma gruplarını oluştururken ve çalışmaları yönlendirirken aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir:
a. Öğretmen yapılacak olan tüm etkinlikler hakkında öğrenciye bir ön bilgi vermelidir. Ayrıca öğrencinin belli bir etkinliğe yönelmesi sağlanmalıdır.
Daha sonra konu hakkındaki bilgileri öğrencilere okutmalı ve öğrencilerin konuyu ne derece anladıklarını kontrol ettikten sonra çalışmayı başlatmalıdır.
b. Çiftler çalışmaya başlamadan önce karşılıklı oturtulmalıdır. Ancak birbirlerinin varsa ellerindeki kitap, resim ya da kartlarını görmemelidir.
c. Eşler sürekli değiştirilerek, öğrencilerin diğer kişilerle de teması sağlanmalıdır. Önceleri her öğrenci sağındaki öğrenci ile, sonra solundaki
ile daha sonra arkasındaki ve çapraz olarak oturan öğrencilerle eşleştirilmelidir.
d. Eşlerden biri tek kaldığında öğretmen onun eşi olabilmeli ve onunla çalışabilmelidir. Eğer bu durum böyle devam edecek olursa, öğretmen her defasında
değişik öğrenciye eş olmalıdır.
e. Bu etkinliklerin uzunluğu 5-20 dakikayı geçmemelidir. Bu etkinliklerin bir ders boyu sürmesi ya da sürmemesi öğretmen ve öğrencinin isteğine bağlı
olmalıdır.
f. Bu etkinlikler esnasında öğretmen dıştan bir gözlemci olarak sınıfta dolaşmalı ve gördüğü hataları ders bittikten sonra tartışmalıdır.
g. Bu çalışmayı daha sonra bir çift, diğer çiftlerin önünde tekrarlamalı ve izleyenler de onların ne derece başarılı oldukları hakkındaki görüşlerini
bildirmelidirler. Öncelik gönüllü olanlara verilmelidir.
h. Gruplar oluşturulduğunda, bir yakınlaşma olması amacıyla kişiler birbirlerine özel sorular yöneltebilirler. Bu durumda öğrencilerin bu sorulara
cevap vermelerini zorunlu olmadığı vurgulanabilir.
i. Tüm etkinlikler herkesin eşit süreyle ve katılımıyla yapılmalıdır.
Sınıf içinde ikili çalışma gruplarının yanı sıra daha büyük gruplarla çalışmalar da yapılabilir. Burada temel amaç, grup üyelerinin birlikte düşünmelerine,
karşılıklı fikir alış verişi içinde olmalarına ve rahat bir ortamda çalışmalarına olanak sağlamaktır.
Çok kalabalık sınıflarla grup oluşturmada dikkat edilecek noktalar şunlardır:
1. Bir sınıfta normal 5 ya da 6 grup oluşturulması ideal görülmektedir. Buna göre, sınıf mevcudunun 6 ya ya da istenilen grup sayısına bölünmesiyle
bir grupta yer alacak öğrenci sayısı ortaya çıkabilir.
2. En ideal grup çalışması üç kişiyle olabileceği belirtilmesine karşın, kalabalık sınıflarda bu sayı 10’a hatta 15’e kadar çıkabilir.
3. Gruplar arasındaki yarışı ve yapılan çalışmaların niteliğini belirleyebilmek için her gruba aynı konu verilmelidir.
4. Gruplar öğretmen tarafından rast gele yoluyla oluşturulmalı ancak iyi öğrencilerin aynı gruplarda yer almamalarına dikkat edilmelidir. Bu amaçla:
a. Öğrenciler birden altıya en çok ona kadar bir sayı söylerler. Aynı sayıyı söyleyenler bir grupta toplanır.
b. Birbirine yakın oturan öğrenciler arkaya dönerek bir grup oluşturabilirler.
c. Öğrencilerin ilgilerine göre ve öğrencilerden gelen istekler dikkate alınarak grup oluşturulabilir.
d. Öğrencilerin yeteneklerine göre öğretmen tarafından grup oluşturulabilir.
e. Öğretmen gözlem sonuçlarına göre iyi ve zayıf öğrencilerin durumlarını da dikkate alarak dengeli bir gruplama yapabilir.
5. Her grubun bir lideri ya da koordinatörü olmalıdır. Grup lideri öğretmen tarafından atanabileceği gibi grup üyeleri arasından da seçilebilir. Grup
liderinin görevi grup çalışmalarını koordine etmek ve öğretmenle olan bağlantıyı kurmak olmalıdır. Gerekli görülürse her grubun bir adı ya da numarası
olabilir.
Öğretmen, grup çalışmalırını yakından izlemeli, çalışmaları kontrol etmeli ve grup üyelerine yardımcı olmalıdır.
6. Grup çalışmalarını sınıf içinde uygularken her grubun tartışma yapabilmesi için 10-15 dakikalık belli bir sürenin ayrılması, grup sözcüsünün konuyu
sunması, sözcü grubun görüşünü açıkladıktan sonra sınıftaki diğer öğrencilerin onlara sorular yöneltmelerini istemesi ve böylece sınıfta tartışmaya yer
verilmesi ve bu çalışmaların diğer gruplar için de tekrarlanması gerekir.
Grup çalışmalırın yanı sıra sınıflarda münazara, panel, açık oturum, forum, sempozyum gibi grupla tartışma etkinliklerine de yer verilebilir.
7. EĞİTSEL OYUNLAR
Eğitsel oyunlar, öğrenilen bilgilerin pekiştirilmesini ve daha rahat bir ortamda tekrar edilmesini sağlayan etkinliklerdir. Eğitsel oyunlar özellikle öğrenmeye
yönelik olmalı ve bir amaç için sınıf içinde uygulanmalıdır.
Oyunlar öğrencilere neşeli ve rahat bir ortam sağlamakta, sınıf içi çalışmalara da değişiklik getirmektedir. Eğitsel oyunlarla derste konular, ilgi çekici
duruma getirilebilir, en pasif öğrencilerin bile bu etkinliklere katılmaları sağlanabilir.
Oyunların seçimi ve öğretmenin rolü:
Öğretmen, sınıf içinde eğitsel oyunlardan başarılı bir şekilde yararlanabilmek için dikkatli ve titiz bir hazırlık yapmalıdır. Oyunlar, bütün öğrencilerin
rahatça anlayıp etkin katılımlarını sağlayacak düzeyde basit ve gerçekten ilginç olmalıdır. Bu nedenle seçilen oyunlar öğrencilerin farklı düzey ve yeteneklerine
uyarlanabilecek bir esneklikte olmalıdır. Oyunun kuralları sınıftaki herkesin katılımına izin verebilmeli ve oyunun belli bir amacı olmalıdır. Bu nedenle
oyunun kuralı açık seçik anlaşılmalıdır.
Öğretmenin diğer önemli bir rolü, oyunu sürekli kontrol etmesi ve ilgi göstermesidir. Öğretmen her oyuna bir ders saatinin beş ya da on dakikasını ayırmalı
ve genellikle bu etkinliklere dersin ortasında ya da sonunda yer vermelidir.
En önemli noktalardan birisi de oyun oynanırken, zayıf öğrenciler hata yaptığı zaman üzerinde durulmaması ve herkesin etkin olarak oyuna katılımının sağlanmasıdır.
KART OYUNLARI
Öğrenmeyi ve öğretmeyi zevkli bir uğraşı haline getiren tekniklerden biri kart oyunu tekniğidir. Siz olsaydınız ne yapardınız? Kutuplaşma ve kavram kontrolü
gibi çeşitleri vardır.
SİZ OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ: Bu kart oyunu tekniği, öğrencilerin ilgi, ihtiyaç, sorun, tutum ve yaklaşımlarını, sağlık ve temizlik alışkanlıklarını; aile,
arkadaş ve okul ilişkileri; sosyal tavırlar gibi konular tartışılarak belirlemek için uygulanır.
Bu amacı gerçekleştirici niteliğe sahip olan kartların hazırlanışına özen gösterilmelidir. Sınıf çok kalabalık değilse öğrenci sayısı kadar, kalabalıksa
sınıfın belirli bir örneklemine yetecek kadar kart hazırlanır. Kartların biçimi, rengi, öğrencilerin yaşları ve eğitim düzeyleri ile işlenecek konunun
içeriğine göre seçilebilir. Siz olsaydınız ne yapardınız? Sorusuyla cevaplayıcının görüşü ya da durumla ilgili tepkisi istenir. Yazım işi tamamlanan kartlara1-2-3-4
numaralar verilir. Sonra karıştırılarak deste yapılan kartlardan birini öğrencinin çekmesi istenir. Planlanan sayıda öğrencinin kart çekme işlemi tamamlanır.
Öğretmen bu numaralardan birini söyleyince, kartın sahibi olan öğrenci, kartta yazılı olan durumu okur ve durumun gerektiği yanıtı verir. Öğrencinin yanıtı
yetersiz ise ya da diğer öğrenciler katkıda bulunmak isterlerse, onların konuşmalarına olanak verilir. Tartışılanlar özetlenir ve ikinci karta geçilir.
Bütün kartlar tamamlanıncaya kadar bu işlem sürdürülür.
KUTUPLAŞMA : Kartlara sınıf çalışmalarıyla ilgili durumlar yazılır. Bu kartlar uygun yerlerinden iki ya da üçe kesilerek kutuplara ayrılır. Kesilen kartların
ilk yarılarına 1-2-3-4-5…. gibi numaralar verilir. İkinci yarılarda herhangi bir işaret ya da numara yoktur. Üzerinde numaralar bulunan kartlarla, öbürleri
karıştırılarak deste yapılır. Öğrenciler bu desteden birer kart çekip numaralı kartları okur ya da dramatize ederler. Bu sırada öğrenciler ellerindeki
kartları inceler ve okunan durumu tamamlayıcı nitelikte olan kartı seçerek aynı yöntemle eksik olan durumu tamamlar. Sonuç özetlenir ve kartlar bitinceye
kadar bu işlem sürdürülür.
KAVRAM KONTROLÜ
Sınıf çalışmalarında ya da bir konuya, üniteye temel oluşturan, kavram, ilke, terim, genelleme, kural, kuram ve tekniklerin doğru anlaşılıp anlaşılmadığını
saptamak amacıyla uygulanan oldukça ilgi çekici bir kart oyunu tekniğidir.
Burada kavramlar bir grup karta, tanımlar ve açıklamalar da ikinci grup karta yazılır. Bunlar ya kavramları içeren kartlara ya da tanımlamalara ve açıklamalara
birer numara verilir. Numaralı kartlar sıra ile okunur, buna uygun tanımlar bulunur ve ikisi birleştirilerek kavram tamamlanır. Böylece konuya bütünlük
kazandırılır. Bu işleme kartlar bitinceye kadar devam edilir. Bu kart oyunu özetleme ve tekrar için oldukça uygun bir tekniktir.
NESİ VAR
Bir durumun, bir kimsenin betimlenmesi, niteliklerinin belirlenmesi, yeni kelimelerin değişik bir yaklaşımla öğrenilmesi istendiğinde bu oyun tekniği uygulanabilir.
Sınıftan bir kişi ayrılır, diğerleri tartışılması düşünülen durumu, bireyi, olayı ya da eşyayı belirler. Dışarıdaki öğrenci sınıfa gelir ve sırayla istediklerini
nesi var? Diye sorar. Öğrenciler bu soruyu uygun bir kelimeyle ya da cümleyle yanıtlarlar. Öğrenci tutulan durumu belirleyinceye kadar bu uygulama sürer.
Sonunda bulgularını birleştirerek yanıtını verir. Bu işlemi en çok üç kez tekrar etme hakkı vardır. Daha fazla tekrar da yapılabilir. Sonunda tutulan durum
betimlenir, nitelikleri belirlenir ve özetlenir.
BEN KİMİM
İnsanlar, diğer canlılar ile nesneler ile ilgili özelliklerin verilip, verilen bu özelliklerin neye ait olduğunun bulunması şeklinde devam eden bir tekniktir.
Bu teknik, derslerde daha çok ünlü kişiler, ülkeler, şehirler, bitkiler, hayvanlar ya da nesneler ile ilgili özelliklerin kavratılmasında kullanılır. Etkinliklerin
başında ön öğrenmeleri belirlemek, sonunda ise tekrar etme yoluyla kalıcılığı arttırmak için kullanılabilir
BİREYSEL ÖĞRETİM TEKNİKLERİ
1. BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM
Özel ders alan bir öğrencinin sınıftaki öğrencilerden daha başarılı olduğu varsayılırsa, öğretimin de bireysel öğretime dönüştürülmesi olası görülmektedir.
Ancak, her öğrenci için özel ders verecek öğretmen bulmak olanaksız olacağından, sınıf içinde kullanılan teknikleri değiştirerek bireysel öğretime geçiş
yapmak daha akılcı bir yaklaşım olarak görülmektedir.
Bir sınıfı oluşturan öğrenciler arasında bireysel farklar vardır. Bu durum öğrencilerin öğrenme hızlarında da farklılığı ortaya koymaktadır. Öğrenciler
arasındaki bireysel farklılığın giderilmesi, her öğrencinin öğrenme hızına uygun düşecek bir öğretimin yapılması, öğretimin bireyselleştirilmesi ile olası
görülmektedir.
Bireysel öğretim tekniği kullanılırken öğretmen ve öğrencilere yeni rollör düşmektedir. Her şeyden önce öğretim öğrenci merkezli olmaktadır. Öğretmenin
rolü öğrenci merkezli öğrenme etkinliklerini yönetmek ve düzenlemektir. Öğretmen sınıfın tümüne değil de üç dört kişiden oluşan küçük gruplara açıklamalar
yapmak durumundadır. Öğrenciler de öğretim etkinliklerine aktif olarak katılma, nasıl öğreneceklerini kararlaştırma, sınav tarihini saptama gibi pek çok
sorumlulukları yüklenmektedir.
Grup çalışmaları, daha çok okuma parçalarıyla ilgili tartışmalı soruların cevaplandırılmasına, kompozisyon yazmaya ya da kısa konuşmalar hazırlamaya dönük
olmalıdır. Öğretmen öğrenme üniteleriyle ilgili hedef davranışları belirler ve öğrencilerin bunları kazanıp kazanmadıklarını belirlemek için ünite sonlarında
izleme testleri uygular. Bu testler aracılığı ile öğrencilerin öğrenme güçlükleri ve başarı durumları değerlendirilmiş olur.
Bireysel gereksinmelere dönük grup çalışmalarında değişik etkinliklere yer verilerek öğrencilerin değişik çalışmalar yapmaları sağlanabilir. Bunun için
:
1. Dönüşümlü günlük çalışmalar,
2. Beceri geliştirme çalışmaları,
3. Planlı grup çalışmaları
4. Düzey geliştirme çalışmaları yapılabilir.
Bu çalışmaların nasıl planlanacağı ve uygulanacağı aşağıda açıklanmıştır:
Dönüşümlü Günlük Çalışmalar : Bu çalışmalarda her öğrenci kendini yetersiz bulduğu konularda daha iyi yetiştirmek için düzenlenen sınıf içi öğretim etkinliklerine
katılır. Sınıfta değişik etkinlikler için yeter sayıda gruplar oluşturulur ve her grupta bir konu üzerinde çalışmalar yapılabilir. Bu grupların başına
o konuyu iyi öğrenmiş öğrenciler grup lideri olarak konur, ayrıca öğretmen tarafından hazırlanan araç-gereçlerle grup çalışmaları desteklenerek daha etkili
bir çalışma yapılması sağlanır.
Beceri Geliştirme Çalışmaları : Sınıf içinde beş küme oluşturulur. Bu kümelerden dördü sözgelimi ana dil ya da yabancı dil öğretiminde temel beceriler olarak
bilinen dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerini geliştirme amacına, beşinci kümede öğrencileri yönlendirmeye dönük olarak çalışır.
Örneğin, birinci kümede dinlediğini anlama becerisini geliştirmeye dönük çalışmalar yapılır. Bu çalışma teyp, kaset, eğer varsa videodan yaralanılarak yapılabilir.
İkinci kümede eğitsel oyunlar, panel, açık oturum, münazara gibi tekniklerden de yararlanılarak konuşma becerisini geliştirici etkinliklere yer verilir.
Üçüncü kümede sessiz okuma, okuduğunu anlama, varsa ders kitabında amaç dilin kullanımıyla ilgili zorlukların giderilmesine yardımcı olacak gramer açıklamalarının
yapıldığı, daha çok okuma becerisini geliştirmeye dönük etkinliklere yer verilebilir. Dördüncü kümede ise alıştırma kitabı ya da diğer ders malzemelerinden
yararlanılarak yazma becerisini geliştirmeye dönük etkinliklere yer verilebilir. Beşinci kümede ise, öğrencilerin öncelikle hangi kümeden işe başlamaları
konusunda bilgi verebilmek için yönlendirme çalışmalarına yer verilebilir, bunun için gerekirse, dört temel beceriyi ölçen ve öğrencilerin öğrenme güçlüklerini
ortaya koyan, tanılayıcı testler verilebilir.
Planlı Grup Çalışmaları : Öğrenciler, bir akademik yılda ya da sömestride kazanmaları gereken becerileri belli bir plan ve sıra içinde grup çalışmalarına
katılarak tamamlarlar. Örneğin, birinci grupta bir öğrenci altı haftalık dinlediğini anlama becerisini geliştirici programa katıldıktan sonra ikinci gruba
geçip orada yine beş ya da altı haftalık olarak planlanmış konuşma becerisini geliştirme programına devam eder. Bu şekilde bir yılda alması gereken bilgileri
ve becerileri belli bir sıra içinde tamamlamış olur. Bu sıralamada yine öğrencilerin kendi gereksinmesi ön planda tutulur. Böylece öğretimin bireyselleştirilmesine
daha çok yer verilmiş olur.
Düzey Geliştirme Çalışmaları : Bilindiği gibi yabancı dil öğretiminde başlangıç, orta ve ileri olmak üzere üç düzey vardır. Öğrencilerin hazır bulunuşluk
düzeylerini saptamak ve uygun programlara yönlendirmek için dört temel beceriyi de ölçen bir yeterlilik testi verilir. Bu testteki başarı durumlarına göre
öğrenciler sınıflandırılıp uygun programlardan başlamaları sağlanır. Örneğin, bir öğrenci dinlediğini anlama kursuna orta düzeyden, okuduğunu anlama becerisini
geliştirici bir kursa da ileri düzeyden başlayabilir. Öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyine ve öğrenme hızına göre bu sınıflandırmaları sağlıklı bir şekilde
yapmak olası görülmektedir. Böylece öğrencinin gereksinmesine uygun bir öğretim yapılması sağlanmış olur. Bireyselleştirilmiş öğretim tekniğini kalabalık
sınıflarda uygulamak güç olabilir. Ancak, kimi uygulamalardan esinlenerek öğrencilere dönük yararlı çalışmalara yer verilebilir.
2. PROGRAMLI ÖĞRETİM
Programlı öğretim, psikolog Skinner’in pekiştirme ilkeleri esas alınarak ortaya atılmış bir öğretim tekniğidir. Programlı öğretim, öğretimin bireyselleştirilmesi
ve hatanın en aza indirilmesi gibi iki önemli yenilik getirmektedir.
Programlı öğretimin temelini oluşturan Skinner’in pekiştirme ilkeleri aşağıdaki gibidir:
a. Küçük adımlar ilkesi :Bilgi üniteleri, adım adım öğrenciyi ilerlemeye yöneltecek bir şekilde düzenlenmelidir. Bu adımlar bir ünitenin öğrenilecek en
küçük birimini oluşturmalıdır.
b. Etkin katılım ilkesi : Her bilgi ünitesi bir ilerleme aşaması oluşturmaktadır. Bu aşamada bir alıştırma ya da bir soru bulunmaktadır. Soru, verilen
bilginin kazanılıp kazanılmadığını yoklamaktan başka bilgiyi edinmede ve özümlemede de bir araç olmaktadır. Böylece soru bir işlemi, bir eylemi başlatmakta
yani öğrenme olayını sağlamaktadır. Öğrenme işi öğrencinin kendisi tarafından yapılmaktadır. Böylece öğrencinin etkin katılımı sağlanmaktadır.
c. Başarı ilkesi : Öğrenciler hep başarmak zorundadırlar. Sorular da öğrencilerin başarabileceği güçlük düzeyinde olmalıdır. Güçlüğü aşmak bir sonraki
öğrenmeler için gerekli olan güdüyü oluşturmaktadır.
d. Anında düzeltme ilkesi : Öğrenci soruyu cevapladıktan sonra, doğru cevapla karşılaşmakta böylece kendi kendini kontrol etmekte ve düzeltmede hemen
yapılmış olmaktadır. Anında kontrol pekiştirmenin temel ögesidir.
e. Dereceli (Kademeli) ilerleme ilkesi : İlerleme, aşamalı ve mantıklı olmalıdır. Yapılacak işlemlerin düzeyi basitten karmaşığa, bilinenden bilinmeyene,
kolaydan zora doğru olmalıdır.
f. Bireysel hız ilkesi : Öğrenci, zamanı kendine uygun olarak ayarlamaktadır. Başarısızlık, ya da sınıfta kalması söz konusu değildir. Böylece sınıf
ortamında öğrenciler arasında düzey farklılığının yarattığı olumsuzluklar da ortadan kaldırılmak istenmektedir. Sınıf geçmede belirli süre kuralı da geçersiz
olmaktadır.
Programlı öğretim tekniğinde, öğrenci belirlenen hedef davranışlara kendi algı hızıyla bireysel bir çalışma sonucunda ulaşmaktadır. Programlı öğretim araç
ve yöntemleri, programlı öğretime göre hazırlanmış kitaplar ile programlı öğretim makinelerini ve bilgisayar destekli eğitim araç ve yöntemlerini kapsamaktadır.
Programlı öğretim tekniğine uygun yazılmış kitaplar ve bilgisayar programları bulunmakla beraber ülkemizde uygulanması çok sınırlıdır. Bu kitapların alıştırma
kitapları öğrencilere sınıf içi ve dışı etkinliklerde yararlı olabilir.
3. BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM
Bilgisayar destekli öğretim, her alanda olduğu gibi eğitim alanında da kullanılmakta ve okul programlarında bilgisayar eğitimi adıyla yerini almaktadır.
Bilgisayarlar öğretme yöntem ve tekniklerinde de etkisini göstermiş ve okullarda bilgisayar destekli öğretim uygulamalarına başlanmıştır.
Bilgisayar destekli öğretimde, bilgisayarın öğretme sürecine öğretmenin yerine geçecek bir seçenek olarak değil, sistemi tamamlayıcı güçlendirici bir araç
olarak girmesi esastır.
Bilgisayar destekli öğretimde öğretmen konuyu işlerken sahip olduğu donanım ve yazılım olanaklarını, konunun ve öğrencilerin özelliklerine göre bilgisayarı
değişik yer ve zamanlarda kullanabilir. Bu kullanım biçimleri:
1. Öğretmen konuyu işler, dersi kaçıran ya da anlamayanlar için tekrar bir fırsat sağlanabilir. Bilgisayar burada özel öğretmen görevi görür.
2. Öğretmen konuyu işler, değerlendirme bilgisayar yardımıyla yapılır.
3. Öğretmen konuyu sınıfta işler, alıştırma, uygulama ve değerlendirme çalışmaları bilgisayar yardımıyla yapılır.
4. Konu bilgisayarla işlenir. Öğretmen danışmanlık yapar. Öğrencileri denetler.
Diğer bir anlatımla bilgisayar destekli öğretim programlarının uygulanışı:
1. Alıştırma ve tekrar
2. Birebir öğretim
3. Problem çözme
4. Benzetim, programları olmak üzere dört çeşittir.
Alıştırma ve Tekrar Programları : Bilgisayarların en yaygın uygulamalarından biri alıştırma ve tekrar programları ile işlenmiş konularla ilgili araştırma
ve tekrar yaptırılmasıdır. Alıştırma ve tekrar programlarının kullanımı ile ilgili iki türlü yaklaşım düşünülebilir.
a. Öğrenciye zorlukları belli bir dizi soru verilerek yapılan alıştırmalar: Burada öğrencinin karşısına bir soru gelir. Öğrenci ekranda gösterilen
soruya bir cevap verir. Eğer cevap doğru ise başka bir soruya geçilir. Cevap yanlış ise bilgisayar soruyu bir daha sorar. Cevap gene yanlış ise bilgisayar
sorunun doğru cevabını verir ve bir sonraki soruya geçer. Aynı soruyu sorma sayısı program hazırlanırken düzenlenebilir. Bu tür alıştırmalarda sorular
ve sıraları programda sabittir ve öğrenciye göre değişmemektedir. Bunlara bilgisayar kontrollü alıştırma programları denilmektedir.
b. Öğrencinin öğrenilmemiş davranışları ile ilgili sorular verilerek yapılan alıştırmalar : Öğrenci sırası ve sayısı belli olan sorular üzerinde çalışacağına,
öğrenme eksiğinin olduğu konularla ilgili sorular üzerinde çalışılır. Burada öğrencinin öğrenemediği bilgiler ve beceriler bilgisayar tarafından sorular
yoluyla tespit edilir ve çalışma bunlar üzerinde yoğunlaşır. Bu sorulara çalışma havuzu denilmektedir. Öğrencinin kazandığı davranışlar ile ilgili sorular,
bilgisayarda öğrenciye ait başka bir yerde toplanır. Böylece, öğrenci yeniden çalışmaya başladığında öğrenilmiş davranışları ile ilgili sorularla karşılaşmaz.
Öte yandan öğrendiklerinin kalıcılığını sağlamak için kazandığı davranışlar üzerinde de tekrar yapma imkanına sahiptir.
Birebir öğretim programları :Bilindiği üzere en ideal öğrenme, bir öğretmenin bir öğrenci ile çalışmasıyla gerçekleşendir. Mevcut durumda böyle bir eğitim
sistemini gerçekleştirmek mümkün değildir. Ancak bilgisayarın okullarda kullanılması birebir öğretimi belli bir ölçüde sağlamaktadır. Bu tür programlar
ile bir konu ile ilgili olgu, yöntem, kavram, ilke, genelleme ve kanunların bilgisayardan öğrenilmesi amaçlanmaktadır. Birebir öğretim programında bulunan
ögeler şunlardır.
· Öğrencinin dikkatini çekme
· Öğrenciyi hedeften haberdar etme
· Ön bilgileri hatırlatma
· Uyarıcıyı sunma ve rehberlik sağlama
· Davranışı ortaya çıkarma
· Davranışı değerlendirme
Birebir öğretim programları sayesinde öğrenci kendi hızına göre çalışır. Ayrıca istediği kadar tekrar yapma imkanına sahiptir. Bu tip programlar, öğretim
zamanını kısaltmakta ya da bu zaman içinde daha fazla uygulama yapmayı mümkün kılmaktadır. Birebir öğretim programları herhangi bir nedenden dolayı dersi
kaçırmış olan öğrencilere de büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Öğrenci kaçırdığı derse ait yazılımı çalışarak bir sonraki derse hazır duruma gelir.
Problem çözmeye yönelik programlar : Eğitimin en önemli görevlerinden biri öğrencilerde karşılaştıkları problemi çözme becerisini geliştirmektir. Ancak
problem çözümünün öğretilmesi kadar problemi çözmek için gerekli bilginin de öğretilmesi gerekmektedir. Bilgisayarın problem çözme becerisinin öğretiminde
yerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
list of 4 items
• Öğrenci gerçek hayatta karşılaşabileceği problemler üzerinde çalışabilir.
• Problem ile ilgili bilgiye ulaşması çabuk ve kolay olur.
• Öğrencinin, problem çözümünün hangi basamaklarında güçlükle karşılaştığı tespit olunur ve öğrenci güçlüğünün giderilmesi için yönlendirilir.
• Öğrenciyi çok fazla sayıda problem çözme imkanı tanıdığı için öğrenci deneyim kazanır.
list end
Benzetim programları : Benzetim, gerçek hayattaki olayların kontrollü bir şekilde temsil edilmesi olarak tanımlanabilir. Benzetim programları, öğretimi
zenginleştiren, öğrencileri gerçek hayata hazırlayan ve bu işlevi yerine getirirken bilgi ve becerileri görerek ve yaparak kazanılmasını sağlayan programlardır.
Benzetim programlarının devreye girmesiyle mevcut laboratuar ortamında gerçekleştirilmesi mümkün olmayan ve bu nedenle eğitim programlarında yer verilmeyen
bilgi ve gösterilerin eğitim programında yer alması sağlanmaktadır. Benzetim programları sayesinde;
list of 4 items
• Tehlikeli olan deneyler,
• Gerekli araç ve gereçlerin kontrollü ortamlarda bulunmayan deneyler,
• Zor tekrarlanabilen deneyler,
• Pahalı olan deneyler, eğitim ortamına getirilmektedir.
list end
BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİMİN YARARLARI
list of 9 items
1. Bilgisayar destekli öğretim, öğrencileri sürekli etkin tutar. Öğrenci bilgisayarın üreteceği sorulara yanıt vermesi gerektiğinden, sürekli etkin olmak
zorundadır.
2. Her öğrenciye kendi öğrenme hızında bir öğrenim sağlar. Bilgisayar destekli öğretim her öğrenciye kendi öğrenme sürecini düzenleme hakkı verir.
3. Her öğrenci öğrendiği konu ile ilgili sorularına yanıt alabilir. Sınıfların kalabalık olması, zamanın sınırlı olması, bireysel farklılıklar nedeniyle
öğrencilere soru sorulmayabilir. Bilgisayar destekli öğretimde ise öğrenci bilgisayarla etkileşim kurarak sorular sarabilmektedir.
4. Bilgisayar destekli öğretimde bilgisayara kolayca uygulanabilen benzetim tekniği ile gerekli bilgiler sağlanabilmektedir.
5. Bilgisayar destekli öğretimde öğretmenden öğretmene değişen öğretimin niteliği oldukça yüksek düzeye çıkarılabilir.
6. Bilgisayar destekli öğretim ile konular daha kısa sürede, sistematik olarak öğretilebilir.
7. Kişisel yapısından dolayı potansiyelini ortaya koyamayan öğrenciler bilgisayar destekli öğretimde başarılı olabilir.
8. Öğrenci kendine ait bir kişisel öğrenme ortamında rahatlıkla çalışır.
9. Öğrenim küçük birimlere kadar indirildiğinden başarı, bu birimler üzerinde sınanabilir.
list end
10. Bilgisayar destekli öğretim öğretmeni dersi tekrar etme, ödev düzeltme ve benzeri görevlerden kurtararak öğrencilerle bireysel olarak ilgilenme
zamanı kazandırır.
bizim öğretmenimiz kadın çok ödev veriyo yetiştiremiyorum ama internet ve bunların içinde beyin fırtınası olunca daha güzel