KİTABIN ADI |
Yönetim Sosyolojisi |
KİTABIN YAZARI | Ömer BOZKURT | YAYIN EVİ VE ADRESİ | Doğan Matbaası – ANKARA | BASIM TARİHİ | 1.Baskı | KİTABIN YAYIM MAKSADI |
Yönetim ilişkilerini incelemek. |
Geleneksel toplumlardaki bürokratik örgütlenme özelliklerinin temel nedeni, o toplum sistemlerindeki teknolojik yapıdır.
Ulaşımın deve kervanları ve hafif yelkenlilere dayandığı, komünikasyonun son derece basit olduğu, tarımın öküz ve sabana dayandığı bu toplumlarda, örgütlenme de basit ve kontrol yönünden yetersizdir. Bu sistemlerde kent üretimi loncalara, ticaret bir ölçüde ayni mübadeleye ve serbest rekabet eksikliğine dayanıyor.
Bu yapı; ancak, tarıma modern teknolojinin girmesiyle, üretimin artması ve ulaşım teknolojisinin modernleşmesiyle, mal mübadelesinin büyümesi gibi olaylarla değişecektir. Türkiye idaresinin bu tip modernleşme sürecine girişi ise ancak 19.yy. ortalarında başlayan bir olgudur. Bu olguya bağlı olarak, bürokratik örgütlerin geleneksel kalıp ve nitelikleri de değişmeye başlamıştır.
2. BÖLÜM DOÇ.DR. EMRE KONGAR’ IN DENEMESİ :
Örgütsel yapı toplumsal amaçlar tarafından belirlenir. Israrla öne sürüldüğü gibi, bürokratik model ( büyük örgütler ) ile birincil gruplar ( aile, arkadaş grupları, vb. ) birbirlerini engellemez. Tam tersi, toplumsal amaçların yerine getirilmesinde, bunların arasındaki işbirliği çoğu zaman çok daha etkin sonuçlar ortaya koyar.
Örgütsel yapı; bir toplumda, artı ürün ve artı değerin aktarılması, iç düzenin ( egemen güçlerin egemenliğinin ) sürdürülmesi ve dış güvenliğin sağlanması temel işlevlerine bağlı olarak gelişir.
3. BÖLÜM DOÇ.DR. METİN HEPER’ İN DENEMESİ :
Uygulamada Türk kamu bürokrasisi neopatrimonyal bir örüntü sergiliyor. Türk kamu bürokrasisi, bir ölçüde biçimsel de kalsa, hukukiliğin çok kuvvetle vurgulandığı patrimonyal bir kurumdur. Weberyen kavramlarla ifade etmek gerekirse, Türk kamu bürokrasisi patrimonyal-yasal bir bürokrasidir. Bürokrasi son derece kapsamlı bir hukuk düzeninin üzerinde oturmakta, ancak kurallar patrimonyal bir espri ile uygulanmaktadır.
4. BÖLÜM DOÇ.DR. ŞEVKİ GÜLER’ İN DENEMESİ :
Egemenlik ilişkisi, sanayi işletmelerinde yapısal bir işleve sahiptir. Bu işlev, karmaşık ve çoğulcu nitelikteki çağdaş üretimin birlik ve bütünlüğünü sağlamak; üretime katılan birbirinden farklılaşmış toplumsal grupların eylemlerini belirli bir üretim amacına göre yönlendirmek ve eşgütmektir.
5. BÖLÜM DR. ÖMER BOZKURT’UN DENEMESİ :
Üretim örgütleri : Her türlü meta üreten örgütler.
Toplumsal zümre, sınıf ya da kategori örgütleri : Bu kategoride meslek kuruluşları, işçi ve işveren sendikaları, siyasi partiler, öğrenci dernekleri sayılabilir.
Düzenleyici ve koruyucu örgütler : Millet meclisi, okullar vb.
6. BÖLÜM DOÇ.DR. KURTHAN FİŞEK’ İN DENEMESİ :
Bir şirket ne kadar geniş bir alana yayılmışsa, merkezdeki denetleme mekanizması da o ölçüde gerekli olur. Çağdaş dev şirketler, bir yandan piyasa güçlerini denetleme istek ve gereksemesinin sonucu, diğer yandan da haberleşme ve bilgisayım teknolojisindeki hızlı gelişmelerin doğrudan ürünüdür.
7. BÖLÜM AYŞE ÖNCÜ’ NÜN DENEMESİ :
Kişiler kendi eşitleriyle dayanışmaya giderek, ortak bir blok olarak hareket edebilir, kendinden üst ya da alt mevkilerde bulunanlarla alış-verişe girerek,kişisel sadakat ve yükümlülüklere dayanan bir çıkar birliği kurabilir.
8. BÖLÜM PROF.DR. CEVAT GERAY’ IN DENEMESİ :
Yerel yönetimlerce yerleşme, yönetim, kooperatif,hizmet işlevlerini içeren çok yönlü bir örgüt yapısı gerçekleştirilmelidir. Böyle bir örgütün yönetimine halkın doğrudan katılması yöntemlerinin kurulmasıyla demokratik bir yapı oluşturulmalıdır. Bu, yerel halkın çıkarlarıyla özdeşleşen, tümleşen bir öz yönetim biçiminin gerçekleş-mesinin ön koşuludur.
9. BÖLÜM DOÇ.DR. METİN KAZANCI’ NIN DENEMESİ :
Yönetilenlerin tümü yönetim karşısına aynı güçle çıkamıyor. Toplumun zaten ayrıcalıklı kişileri yönetsel içreklikle karşılaşmış olmalarına karşın içerikliğin yarattığı engelleri, kimi kez bireysel güçlerine dayanıp yönetici ile yüz yüze ilişkiler kurarak, kimi kez aracı mesleklerden yardım alarak, kimi kez siyasal nitelikli kişilerin aracılığına başvurarak aşmayı beceriyorlar. Oysa alt gelir kümeleri yöneticiler karşısında çaresiz kalıyorlar ve tüm inisiyatifi yöneticiye bırakıyorlar.
SONUÇ :
A. KİTABIN ANA FİKRİ :
Çağdaş yönetim sisteminde merkezi ve güçlü yönetimler gelişmekte; bununla birlikte örgütlerde belirli çıkar grupları oluşmaktadır. Ayrıca; bürokratik gruplar ve birincil grupların önemi daha iyi anlaşılmalıdır. Bununla birlikte, yönetimde mantıksal-üretken olunmasının gerekliliği vurgulanmaktadır.
B. KİTABIN GETİRDİĞİ YENİLİKLER :
Bu kitapla kamu yönetimi öğretimi geliştirilmiş ve bu alanda öğretim elemanlarının yetiştirilmesine yardımcı olunmuş ve modern yönetim ilkeleri ve teknikleri anlatılmıştır.
C. KİTAP HAKKINDA GENEL DEĞERLENDİRME VE TEKLİFLER :
Yönetim sosyal bir olgudur. Sosyal olaylar da sürekli geliştiği için, yenilikler takip edilmelidir. Yönetimdeki insanların bu kitabı okumaları onlara daha kapsamlı bir bakış açısı kazandıracaktır.
Not : Kitap özetlerindeki fikirler yazarların özel fikirlerini yansıtmaktadır.