Zeka Konusundaki Ortak Bilimsel Sonuçlar
“Çan Eğrisi”nin yayınlandığından beri pek çok yorumcu, insan zekası ile ilgili günümüzdeki bilimsel kanıtların, yanlış ifadelendirilmesi konusunda düşünceler ileri sürmüşlerdir. Medyada ragbet görmeyen bazı sonuçlar aslında sağlam bir biçimde desteklenmiştir. Bu yazı, zeka konusunda, özellikle zekanın kaynağı ve doğası ile zekadaki bireysel ve gruplar arası farkların pratik sonuçları üzerinde çalışan araştırmacılar arasında “ortak görüş” olarak nitelendirilen sonuçları özetlemektedir.
Bu sebeple amacı, son çeyrek yüzyılda, araştırmaların ortaya koyduğu bu tartışmalı olay daha mantıklı tartışılmasını sağlamaktır.
Aşağıdaki sonuçlar, zeka konusunda mesleki dergilerde ve ansiklopedilerde, belli başlı ders kitaplarında kapsamlı olarak irdelemiştir.Bu bildiriyi, zeka konusunda ve yakın alanda tümü uzman olan, 50 profesör imzalamıştır.
Zekanın Anlamı ve Ölçülmesi
1. Zeka, diğer şeyler arasında, akil yürütme (mantıklı düşünme yeteneği), plan yapma, problem çözme, soyut düşünme, karmaşık fikirleri kavrama, çabuk ve
deneyimlerden öğrenme yeteneklerini içeren genel bir zihinsel kapasitedir. Bu yetenek sadece kitaptan öğrenme, dar anlamda akademik bir beceri veya testten
alınan yüksek puan anlamında değildir. Daha çok, çevremizdekileri anlamada-“varlıkları izleme” ” anlamlandırma” veya “ne yapacağını aklında da biçimlendirme”
yetenekleri ile ilgili , geniş ve derin bir kapasiteyi yansıtır.
2. Zeka, tanımlandığı gibi, ölçülebilir ve zeka testleri bu ölçme isini iyi biçimde yapar. Bu testler, psikolojik değerlendirme araçları ve diğer testler
arasında en doğru ölçme yapanlar arasındadır. (Teknik terimlerle ifade edecek olursak geçerli ve güvenilir olarak ölçme yaparlar). Bunlar, yaratıcılığı,
karakteri, kişiliği veya bireyler arasındaki diğer önemli farklılıkları ölçmezler veya ölçmeyi amaçlamazlar.
3. Farklı tipte zeka testleri olmakla beraber, bu testlerin hepsi de ayni zekayı ölçer. Bazıları sözcükleri ve sayıları kullanır, belli bir kültürel bilgiyi
(sözcük dağarcığı gibi) gerektirir. Diğerleri ise, bu biçimde değildir ve onun yerine şekilleri, biçimleri kullanır ve yalnızca basit, evrensel kavramların
(çok/az, açık/kapalı, yukarı/aşağı) bilgisini gerektirir.
4.İnsanların zeka bölümleri (ZB/IQ) düşükten yükseğe doğru yayılan “çan eğrisi” denilen (istatistiksel terimle “normal dağılım eğrisi”) bir eğri ile iyi
bir biçimde temsil edilebilmektedir. İnsanların büyük bir kısmi ortalama bir zeka bölümü (ZB 100) etrafında yığılır. Çok az sayıda insan çok yüksek ve
çok düşük zeka düzeyine sahiptir. Amerikalıların %3’ünün 130’un üzerindedir. (Bu değer “üstün zeka”nin eşik değeri olarak kabul edilir). Ayni oran, zeka
bölümü 70’in altında kalanlar için de söz konusudur. ZB=70-75 arası ise zeka geriliği için eşik değer olarak kabul edilir.
5. Zeka testleri, Amerikalı zencilere karsı veya A.B.D.’de yasayan, diğer Amerikan yerlisi ve İngilizce konuşan kişilere karsı kültürel olarak yanlı değildir.
Aksine genellikle ZB puanları irk ve sosyal sınıf farkları gözetmeden-tüm Amerikalılar için eşit doğruluk derecesinde yordama yapar. ingilizceyi iyi anlamayan
bireylere, ya sözel olmayan bir test veya kendi dilinde bir zeka testi verilebilir.
6. Zekayı belirleyen beyin süreçleri halen çok az anlaşılmıştır. Son araştırmalar, örneğin, nöronların iletim hızına, glikoz (enerji) emilimine ve beynin
elektriksel aktivitesinin etkisine eğilmektedir.
Grup Farklılıkları
7. Değişik (ırksal-etnik) grupların çan eğrileri büyük ölçüde birbirleri ile çakışmakla beraber bu grupların, üyelerinin ZB açısından nerede yığılma eğilimi
gösterdikleri ise farklılaşır. Bazı gruplar için (Musevi ve Doğu Asyalılar için) çan eğrileri, genelde beyaz ırktan olanlara göre biraz daha yüksek puanlarda
yığılmıştır. Diğer gruplar (Zenciler ve İspanyollar), İspanyol olmayan beyazlardan biraz daha düşük zeka puanlarında yığılmışlardır.
8. Çan eğrisi, beyaz irk için, daha çok ortalama, 100 civarında toplanırken Amerikalı zenciler için bu eğri daha çok ortalama, 85 civarında değer verir.
İspanyolların farklı alt grupları için, çan eğrileri, zencilerle beyazlar arasındaki bir değerde yığılmışlardır. Bu kanıt, çan eğrisinin ZB=100 ve üzerinde
yığıldığı Musevi ve Doğu Asyalılar için daha az kesindir.
Pratik Önemi
9. ZB, ölçülebilen diğer psikolojik özellikler içinde, eğitimsel, mesleki, ekonomik ve sosyal sonuçlarla güçlü ilişkileri gösteren, belki de tek özelliktir.
ZB, yasamın bazı alanlarında, (eğitim, askeri talim) bireylerin sosyal refahı ve performansı ile çok güçlü bir biçimde, ilişki gösterirken, bazılarında
(sosyal yeterlik-social competence) orta düzeyde fakat daha güçlü, ve diğerlerinde (kanunlara bagli hareket etme/kalma-law-abidingness) daha az fakat tutarlı
ilişki göstermektedir. ZB testlerinin ölçtüğü özelliğin, pratik ve sosyal açıdan önemi büyüktür.
10. Yüksek bir zeka bölümüne sahip olmak yasamda bir avantajdır. Çünkü, hemen her türlü etkinlik belli ölçüde akil yürütme ve karar vermeyi gerektirir.
Bunun tersi, düşük bir ZB’ ne sahip olmak, özellikle iyi organize edilmemiş çevrelerde (disorganized environments) dezavantajlıdır. Şüphesiz, yüksek bir
ZB’ ne sahip olmak, düşük ZB’ nün yasamda getirdiği başarısızlıktan daha fazla olarak basariyi garantilemez. Pekçik istisna dışında, Amerikan toplumunda,
basari için artılar, yüksek ZB bireyler için büyük ölçüde tercih nedenidir.
11. Yüksek bir ZB’ ne sahip olmanın getirdiği pratik avantajlar, özellikle, yasam durumları daha da karmaşıklaştıkça, (yeni, garip, belirsiz, aniden değişmiş,
kestirilemeyen veya çok yönlü durumlarda) artar. Örneğin, yüksek ZB’lü biri genellikle daha üst düzey karmaşık islerde iyi çalışmak ihtiyacındadır (Profesyonel
meslekler, isletme); bu kişiler orta düzey karmaşıklıktaki islerde daha avantajlıdır (el sanatları, müşteri hizmetleri ve polis mesleklerinde); fakat bu
durum, sadece rutin karar vermeyi veya karışık problem çözmeyi (beceri istemeyen islerde) gerektiren islerde daha az avantaj sağlar.
12. Eğitim, insan yetiştirme ve oldukça karmaşık islerdeki performansı etkileyen tek faktör zekadaki farklılıklar değildir; (Hiççimse de bunlar olduğunu
iddia etmemektedir.) fakat zeka, çoğu zaman bu etkinliklerdeki en önemli faktördür. Bireyler yüksek (veya düşük) zeka düzeyinde bulunmalarına göre seçildiklerinde,
kendi aralarında ZB bakımından o kadar çok fark yoktur, örneğin, mezuniyet sonrasında veya özel bir eğitimde olduğu gibi. Bu tür karsılaştırmalarda da,
diğer etkenlerin performans üzerindeki etkisi daha çok ortaya çıkar.
13. Belli kişilik özellikleri; özel yetenek, yeti ve beceriler, fiziksel özellikler, deneyim ve bunun gibi önemli özellikler pek çok iste basarili olmak
için önemli bazen de gereklidir. Fakat bu özelliklerin, genel zeka ile karşılaştırıldığı ortamlarda, farklı ortamlara ve görevlere uygulanabilirliği ve
taşınabilirliği daha sinirli (veya bilinmez) konumdadır. Bazı uzmanlar sözü edilen diğer insan özelliklerine, diğer “zekalar” olarak atıfta bulunmayı tercih
ederler.
Grup içi Farklılıkların Kaynağı ve Durağanlığı
14. Zeka bakımından, bireyler arasındaki farklılıkların kaynağında hem çevrenin hem de kalıtımın etkisi vardır. Kalıtımla ilgili tahminler 0 ile 1 arasındaki
bir ölçekte 0.4 ile 0.8 arasında değişir. Bu sonuçlar, ZB farklılıklarının ortaya çıkmasında, çevreden çok, kalıtımın rol oynadığını göstermektedir (Kalıtımın
etkisi, genotip ile fenotip arasındaki korelasyonun karesidir). Eğer tüm çevre koşulları her birey için eşit olsaydı, kalıtım etkisi % 100’e çıkardı. Çünkü
ZB’ ne ilişkin geriye kalan tüm farklardan, genetik özelliklerin sorumlu olması gerekirdi.
15. Ayni ailenin üyeleri de, hem genetik hem de çevre faktörleri yüzünden, zeka bakımından bir farklılık gösterme eğilimindedir. Aile üyeleri, biyolojik
kız ve erkek kardeşler, genetik olarak farklıdırlar. Çünkü, Onlar ebeveynlerinin her biri ile tam olarak genlerinin yarısını, birbirleriyle de genlerinin
sadece yarısını paylaşır. Ayrıca, kardeşler (ayni aile içinde farklı yaşantılar geçirdikleri için) ZB bakımından da farklıdır.
16. ZB’ nün daha çok kalıtımın etkisi altında olması, onun çevreden etkilenmeyeceği anlamına gelmez. Bireyler sabit bir zihinsel kapasiteyle, yani değişmez
zeka düzeyleri ile doğmazlar ZB düzeyleri, (çocukluk döneminde) aşamalı olarak artarak durağanlaşır ve genellikle bu noktadan sonra çok az değişiklik gösterir.
17. Çevre, ZB farklılıklarını yaratmada önemli olmasına rağmen, düşük AB’lerini sürekli olarak artırmak için çevreyi nasıl değişimleyeceğimizi henüz bilmiyoruz.
Bu konudaki son girişimlerin umut verici olup olmadığı, halen dikkate değer, bilimsel bir tartışma konusudur.
18. Ne genetik (diyabetler, yetersiz büyüme ve fenil ketonüri durumları göz önüne alınınca) ne de çevresel nedenli (yaralanmalar, zehirlenmeler, bazı ihmaller
ve hastalıklar) ZB farklılıkları, konusunda çaresiz değiliz. Bunların her ikisi de belli ölçüde önlenebilirdir.
Gruplar arası Farklılıkların Kaynağı ve Durağanlığı
19. ZB çan eğrisinin, farklı etnik-irk grupları için belli bir noktada birleştiğine dair ikna edici kanıtlar yoktur. Bazı yıllardaki araştırmalar, okul
başarısındaki boşlukların, bazı ırklar, yaslar, okul dersleri ve beceri düzeylerinde birazcık daha dar olduğunu göstermiştir. Fakat bu tablo, ZB düzeylerinin
kendisindeki genel bir değişikliği yansıtma bakımından çok karışık görünmektedir.
20. ZB eğrilerindeki ırksal-etnik kaynaklı farklar, erken yaslarda liseyi terk edenlerle, birinci sınıfa girenlerde aynidir. Bununla birlikte zeki genç
öğrenciler, ağır öğrenenlerden daha hızlı öğrendikleri için, ayni ZB farklılıkları, erken yaslarda, birinci sınıf ile 12. sınıf arasında öğrenme miktarındaki
farklılıklarda artışa yol açar. Büyük çapta yürütülen ulusal araştırmaların göstermekte olduğu gibi, 17 yasındaki zencilerin okuma, matematik ve fen derslerinde
performansı, ortalama olarak 13 yasındaki İspanyol beyazların performansına daha çok benzerdir.
21. Zekada, zencilerin kendi aralarında farklı olmalarının nedenleri, beyazların kendi aralarındaki farklılıkların (veya Asyalı ve İspanyolların kendi aralarındaki)
nedenleriyle temelde aynidir. Çevre ve kalıtımın her ikisi de bu gruplar arasındaki zeka farklılıklarında etkilidir.
22. Çan eğrisinin bazı ırksal ve etnik gruplar için, neden farklı olduğuna ilişkin kesin bir cevap yoktur. Gruplar arasındaki ZB farklılıklarına ilişkin
nedenler, herhangi bir gruptaki bireyler (zenciler,beyazlar veya Asyalıların içinde) arasında farklılıklara yol açan nedenlerden, oldukça farklıdır. Gerçekte,
çoğunun yaptığı gibi, bir popülasyonda yüksek (veya düşük) ZB’lü bireylerin bulunma nedeniyle, diğer bir popülasyonda yüksek (veya düşük) ZB’li bireylerin
bulunma nedenlerinin ayni olması gerektiğini varsaymak yanlıştır. Çoğu uzman, çevrenin bu çan eğrisini itmede önemli etkisi olduğuna inanmaktadır, fakat
kalıtım da bunun içinde yer almış olabilir.
23. Irksal-etnik farklılıklar, her nasılsa ayni sos yo- ekonomik yapıdan gelen bireyler arasında daha küçük fakat halen belirgin durumdadır. Zengin ailelerden
gelen zenci öğrenciler, fakir ailelerden gelen zenci öğrencilerden daha yüksek ZB puanı alma eğilimindedirler.
24. Kendilerini zenci olarak tanımlayan hemen tüm Amerikalılar beyaz kökene sahiptir ve beyaz ırktan karışıklığın ortalama % 20 olduğu Amerikalılardır.
Kendilerini beyaz olarak görenler , İspanyol asıllılar ve bunun gibi diğerleri de karışık kökenlilerdir. Zeka konusunda, kendisini farklı ırksal kategorilere
yerleştirmeyle ilgili yapılmış araştırmaların bulguları, çoğu sosyal bilim araştırmalarında da olduğu gibi, gruplar arasındaki bazı belirgin olmayan biyolojik
ve sosyal ayrılıkların karışımı ile ilgilidir (Kimse tersini iddia etmemektedir).
Sosyal Politikadaki Dogurguları
25. Bu konudaki araştırma bulguları herhangi bir sosyal politik yaklaşımı ne salık vermekte ne de engellemektedir. Zira, araştırma bulguları, asla bizim
amaçlarımızı belirleyemez. Bununla birlikte bu bulgular, farklı araçlarla, yollarla bu amaçları izlemedeki basarili olma derecesini ve yan etkilerini kestirmede
yardımcı olabilirler.
Dr.Nükhet Çikrikçi-Demirtasli
kendimi dişi arımış gibi hissettim